HACI BEKTAŞ-I VELİ

HACI BEKTAŞ-I VELİ  

 Kaynaklarda gerçek ismi, Seyyid Muhammed bin İbrahim Ata olarak bilinen, Hacı Bektaş-ı Veli Horasan’ın (İran’ın) Nişabûr şehrinde Hicri 606 (1209-1210) yılında dünyaya gelir. 

Hayatı 

 Lokman Perende’ nin himayesinde ve Yeseviîlik öğretisinin etkin olduğu bir ortamda yetişmiştir. Kaynaklarda verilen bilgiye göre Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’ya gelişi şöyle aktarılmaktadır. “Doğu Anadolu’da bir kavmin içinde bir zaman kalır kavmi kendisine bağlar. Rum ülkesine yürür. Elbistan’da AEshâb-ı Kehf mağarasına uğrar. Orada erbain çıkarır. (İbaâdet, riyazet, zikir ve fikirle vakit geçirme) Kayseri’ye doğru yola çıkar. Rum ülkesine Zülkadirli iline Bozok’tan girer. XIII13. YY.’yy. da Anadolu’ya ve Sulucakarahöyük’ e iner. Horasan da aldığı tekke eğitimi, onun Anadolu’da çok çabuk kabul görmesini sağlar. Hacı Bektaş Veli, Yesevilik, Melamilik, Batınilik, İsmaililik, Ahilik, Babailik, Mevlevilik, Kalenderilik gibi dönemin inanç ve anlayışlarını, yakından tanıyor ve biliyordur. Sulucakarahöyük’ te tıpkı şeyhlerin hayatına benzer bir hayat tarzı süren, zaman zaman yakındaki bir mağarada inzivaya çekilen, zaman zaman da köyün hayvanlarını otlatmak gibi oymağının günlük işleriyle uğraşan Hacı Bektâş-ı Velî’nin asıl tarihî rolü de burada başlamıştır. 

Hacı Bektâş-ı Velî, o dönemin Türkmen şeyhi olarak bir yandan kendi cemaati içinde mürşitlik görevini sürdürürken bir yandan da bugünkü Ürgüp yöresindeki Hristiyanlarla sıkı ilişkiler geliştirip onların Müslüman olmaları için zemin hazırlamıştır. Ayrıca Şamanist Moğollar’ ın da Müslümanlığı kabul etmeleri için yoğun çalışmalarda bulunmuştur.  

Osmanlı Sultanları ile halk tarafından da çok sevilen ve hürmet gören Hacı Bektaş Veli Osmanlı Ordusunda yeniçeriler de Bektaşîlik öğretileri ve kurallarına göre yetiştirilirdi. Bu nedenle Yeniçerilere tarihte Hacı Bektâş Velî çocukları da denilmektedir. 

 

Fikirleri ve Felsefesi 

 

Hacı Bektaş Veli, her şeyi insanda arayan, Hakk’ı kendi özünde, kendi özünü ise Hakkta bulan bir anlayış ile “Bilimden gidilmeyen yolun karanlıktır.”, “Kadınlarınızı, Kızlarınızı okutun” ve “Okunacak en büyük kitap insandır” diyerek ilim ve inancı hurafelerden arındıran akla, mantığa ve sevgi temeline dayanan kadın ve erkek eşitliğini savunan ve Kadıncık Ana önderliğinde kurulan Anadolu Bacıyan teşkilatına büyük destek veren bir düşünce adamıdır. Bugün Anadolu da Bektaşi felsefesinde çok açık olarak şunu görüyoruz:. Bektaşi düşünce sistemi, diğer tasavvufi düşüncelerde olduğu gibi İslam’ın ahlaki prensipleri üzerinde ısrarla durur. İnanç önderleri adını verdiğimiz “Dede” ve “Baba”lar, gelecek kuşaklara temel ahlaki prensipler çerçevesinde nasihat verirken Hacı Bektaş Velinin fikir ve öğretilerini örnek alırlaralar. 

İslam dinini, tasavvufîi bir yorumla algılayan Hacı Bektaş Veli yaratan ile yaratılan ilişkisinden hareket ederek insanın özünde hem ilahiliği (Tanrısal öz), hem de irfaniliği (İlahi feyz) görmeye çalışmıştır. 

 Hacı Bektaş Veli kendi felsefesinde İslam dininin kaynağı Tanrı korkusuna değil, Tanrı sevgisine dayanır. Allah’a korkarak değil aşk, sevgi ve muhabbet ile yaklaşır. Bu sevgi ve muhabbet tıpkı bir çocuğun annesine ve babasına duyduğu sevgi ve muhabbete benzer.” demiştir. 

Bu felsefi düşünce yöntemiyle Hacı Bektaş Veli, günümüz insanının ulaşmaya çalıştığı hedefleri, daha XIII13. YYyy.’da “Ggelin canlar bir olalım, iri olalım, diri olalım.” diyerek veciz (anlatımı kolay) bir ifadeyle ortaya koymuştur. 

Hararet nardadır, sacda değildir Keramet baştadır, taçta değildir 

Her ne ararsan kendinde ara Kudüs’te Mekke’de Hac’ da değildir. 

Bektaşi öğretisinin temelini oluşturan “İnsan, tanrı, doğa” sevgisinin temelinde “Hümanist yaşam felsefesi ve öğretisi” bulunmaktadır. 

 

 

Yetiştirdiği ÖgrencileriÖğrencileri 

 

Hacı Bektâş Veli, Sulucak Karahüyük’te otuz altı sene yıl “Horasan Melametîliği kökenli On İki İmamcı Tasavvufî–Bâtınî İslâm” itikadını neşriyât yayımlamak ile meşgul oldu ve bu süre zarfında aralarında Cemâl Seyyid, Sarı İsmâil, Kolu açık Hâcim Sultan, Baba Resul, Birap Sultan, Recep Seyyid Sarı Kadı, Ali Baba, Burak Baba, Yahya Paşa, Sultan Bahâ’ed-Dîn, Atlaspuş, ve Dost Hüda Hazreti Sâmet gibi meşhurların da bulunduğu tam otuz altı bin halife ve öğrenci ve halifeler yetiştirdi. Ölümünün yaklaştığını hisseder hissetmez yetiştirdiği öğrencilerini Anadolu’nun dört bir köşesine yollamıştır. 

Hacı Bektaş Veli’nin; Aşıkpaşazade’ nin Hatun Ana dediği (Vilayetnamede Kutlu Melek- Fatma Ana-Kadıncık Ana isimleri ile anılan), manevi bir kızı olduğunu; tasavvuf öğretisini ve kerametlerini ona emanet ettiğini; Hatun Ana’nın da bunları Abdal Musa’ya aktardığını, Aşıkpaşazade’ nin kaynaklarından öğreniyoruz. 

 

Eserleri 

  • Velâyet-nâme-i Hacı Bektâş-ı Velî 
  • Makalat – (Arapça) 
  • Kitâbu’l-Fevâid. 
  • Şerh-i Besmele. 
  • Şathiyye. 
  • Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniyye. 

 

  Ölümü 

 Hacı Bektaş-ı Veli, hayatının büyük bir kısmını Sulucakarahöyük’te sürdürdü Hicri 669 (1270-1271) senesinde yılında vefat edenölenHacı Bektaş-ı Veli‘nin mezarı, Nevşehir iline bağlı Hacıbektaş ilçesinde bulunmaktadır. 

Bektaşîlik’ ten başka hiçbir tarikatın pîri bu derece muazzam bir kültün, güçlü bir imanın ve kutsallığın konusu olmamıştır. Hemen hiçbir tarikatın pîri Hacı Bektâş-ı Velî’nin Bektaşîlikteki yeriyle karşılaştırılamaz.  

Hacı Bektaş Veli’nin düşünce ve öğretisinin yayılması, ölümünden çok daha sonra, XIV14. yüzyılYüzyıl başlarında kurulan tarikatının, XVI16. Yyüzyıl başlarında etkinlik kazanması ile olmuştur. Hacı Bektaş Veli, hakkında anlatılan söylencelerle, tarihsel gerçekliklerden kopuk olarak yaşatılmıştır. Kendi döneminde tanınmaktadır ve Mevlâna, Baba İlyas, Ahi Evren’le çağdaştır. Kaynaklar bu dönemin ünlülerinin ilişkilerini mistik bir dille anlatırlar. Döneme ait bilgiler aktaran Aşıkpaşazade, Eflâki, Elvan Çelebi, Vasiti gibi yazarlar, Hacı Bektaş’a ait bilgilere yer vermişlerdir. Ölümünden sonraki yıllarda, hakkında “Vilayetname” düzenlenir. Adına tarikat kurulur. Alevi-Bektaşilikle ilgili belge ve kaynakların yok edildiği de tarihsel bir gerçektir. Bu durum da Hacı Bektaş Veli’ye ilişkin, sağlıklı bilgilere ulaşmamıza engel olmuştur. 

Hacı Bektaş Veli’nin doğumu, ölümü, kim tarafından eğitildiği, Anadolu’ya tam olarak hangi tarihte geldiğine dair kesin bilgiler bulunmamakla birliktetadır. Hakkında bilgi veren, en eski kaynaklardan biri olan 550 yılık Vilayetname’ de, Hacı Bektaş Veli’nin Hz. Ali’nin soyundan geldiği de rivayet edilmektedir. 

 

 KAYNAKÇA 

 

AŞIKPAŞAOĞLU Tarihi 

(1985). (Haz. A. Nihal Atsız), Ankara, Kültür ve Turizm Bak. Yay.   

COŞAN, Esad (1986). Makâlât, Ankara, Seha Neşriyat. 

DURAN, Hamiye (2007). Velâyetnâme, Ankara, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 

DURAN, Hamiye (2009). Nişabur’dan Suluca Karaöyük’e Hacı Bektaş Veli’nin İzinden, III. Uluslararası  

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Sempozyumu, 30-31 Ekim Üsküp\Scopje. 

ERÜNSAL, İsmail E.  ve Ocak,  A.Yaşar  (1995).  Menâkıbu’l-Kudsiyye fî  Menâsibi’l-Ünsiyye,  Ankara,  

TTK yay. 

EFLÂKÎ, (1959). Menâkıbu’l-Ârifîn, Çev. Tahsin Yazıcı, Ankara, TTK Yay. 

NOYAN, Bedri (1986). Hacı Bektaş Veli Velâyetnâmesi (İlk Velâyetnâme), Aydın. 

SEYİDOĞLU, Bilge (1995). Mitoloji, Metinler-Tahliller, Kayseri, Bizim Gençlik Yayınları. 

OCAK, A.Yaşar (1992). Kalenderîler (XIV-XVII. Yüzyıllar), Ankara, TTK Yay. 

OCAK, A.Yaşar (2009). Hacı Bektaş Veli: Kaynaklar, Yeni Sorular, Aranan Cevaplar, III. Uluslararası  

Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Sempozyumu, 30-31 Ekim Üsküp\Scopje. 

LARUS, el-Mucem el-Arabî el-Hadis (1973), Paris. 

YILMAZ, Kâmil (1997). Tasavvuf Meseleleri, İstanbul, Erkam yayınları.